If you consider buying a S3/X3, use the following discount code during checkout, get €100/$100/£95 off on VanMoof accessories & PoM services: ADV-Y78Q-4S9G-HEM7
sürüyorsunuz.. herşey hoş güzel..
☝️ kask takmadan alsa
hatta demiştiniz ki, bugün bisikletle ineceğim şehre geri dönüşü daha rahat olur, otobüste beklemem.. bir kaç bira içeceğim ya araba süremezdim zaten..
peki ya bisiklet? emin misiniz? bence onuda sürmeseniz iyi olur..
neden?
Almanya’da alkol üst sınırı, araç sürücüleri 0.5 promil, 2x 33cl bira..
ben bisiklet diyorum sen araba diyorsun! aradaki ilişkiyi nasıl açıklayacaksın?
şöyle açıklayacağım.. bisiklet sürücüleri içinde alkol üst limiti var o da 1.5 promil.. olurda bisikleti dengesiz dengesiz kullanırkan polis durdurup alkol kontrolü yaparsa.. üstüne üstlük ehliyetiniz varsa, o zaman size kolay gelsin.
en az 1 aydan başlayan sürelerle, ehliyetinizi kaybedeceksiniz. siz yine en iyisi otobüse, taksiye binin. 🙂
Madem Almanya’ya geliyorsunuz başka ülkelere gitmenize gerek yok. Hamburg’dan başlayacaksanız geziye o zaman mutlaka Hamburg’u gezin çok güzel yerler var.
Ben buradan size bir kaç öneri yazmaya çalışayım.
Hamburg Sanat Müzesinde çok güzel sergiler oluyor, gelmeden 1-2 hafta önce bakın http://www.hamburger-kunsthalle.de/
Hamburg’a gelince zaten Rathaus (city hall) ve çevresini gezersiniz.
Rathaus’a 10-15 dakika yürüme mesafesinde St. Nicolas kilisesi var. Kilisenin kulesine çıkıp tüm şehri tepeden izleyebilirsiniz. Hamburg II. Dünya Savaşında bir gece boyu bombalanmış ve tüm şehir yanmış o gece 50000den fazla insan hayatını kaybetmiş. Kilisenin içerisindeki müzeyi gezebilirsiniz, genelde herşey o konuya odaklanmış.
Hamburg Almanya’nın en büyük liman kenti olduğundan mutlaka tekneyle bir Elbe turu yapmalısınız.
Şehrin içinde bir bölüm var, HafenCity (liman kenti) diye geçiyor oraları gezin, kırmızı tuğladan yapılmış bir sürü bina kanallarla ayrılmış. Aynı bölgeye Emporio diye bir bina var, zaten göreceksiniz en yüksek bina, tepesine Fazıl Say çıkıp piyano çalmıştır. 🙂
Eğer model trenler ilginizi çekerse, kesinlikle Miniatur Wunderland’a gidin, süper! Bir sürü Avrupa ülkesinin model model uygulamaları var. 5-10 euro bir giriş ücreti vardır, görmeye değer. Hemen Miniatur Wunderland’ın yanında çok ünlü bir cafe var, ilginç bir ortamı vardır, her yerde kahve çuvalları falan var, kahveleri direk orada öğütüyorlar. Değişik bir hikayesi vardı, ben şimdi unuttum ama siz gidince öğrenip, hafızamı tazelersiniz.
Şehrin içerisinde savaş zamanından kalmış Bunker’lar (uçaksavar) var ben ilk gördüğümde tüylerim diken diken olmuştu. Gidip onların içerisini gezebilirsiniz.
Hamburg’un ünlü redlight bölgesinin adı Reeperbahn oraya gidip görebilirsiniz bir gece, ama bazı hikayeler duydum, yanınıza kadınlar oturursa içki ısmarlamayın, 100er 200er giydiriyorlarmış.
Gece hayatının en canlı olduğu yerinin adı ‘Schanzenviertel’ orada eğlenebileceğiniz güzel barlar, diskolar var. Size tavsiyem ‘die herren simpel’ diye bir bar var, cuma ya da ctesi günü oraya gidip mutlaka ‘Mojito’ içmeniz!
Bir kaç tane restoran önerebilirim. Güzel bir brezilya restoranı biliyorum adı ‘panthera rodizio’ orada 35euroya falan sınırsız menüler var. Sınırsız ve lezzetli Et yemek isterseniz, mutlaka uğrayın ama rezervasyon yaptırmadan gitmeyin, yer bulunmuyor. Restoran’ın havasıda çok hoşunuza gidecek. Rathaus’un orda bir ortadoğu lokantası vardı benim gittiğim, çok güzel yemekleri vardı ama biraz tuzluydu. Gidince civardaki insanlara sorarsanız gösteriler eminim ki. Birde Rathaus’un oralarda yine çok ünlü bir cafe var, rathaus’u karşınıza alıp, sağ taraftaki sokağa doğru yürüdüğünüz de göreceksiniz. Böyle mansende gibi bir yer.
Why Apple forces me to share my calendar with iCloud when I just want to syncronize my reminders? Why can’t I syncronize all via cable? This is really getting creepy.
Aslında bu yaz için yaptığım planlar daha farklıydı ama bir bakıyorsunuz değişmiş düşünceleri insanın, bakışı farklılaşmış. Ben de değiştirdim, farklılaştırdım tüm planları atladım arabaya ve yola koyuldum Türkiye’ye doğru.
İşte izlediğim rotayı gösteren harita, burada mavi ile işaretliler başlangıç ve bitiş noktam olan şehir Stuttgart, sarı ile işaretliler konakladıklarım, yeşil ile işaretli olanlarda vakit geçirdiğim şehirler.
Almanya’dan Türkiye’ye gitmek bilindiği gibi hiç de yeni değil ancak konu hakkında küçük bir araştırma yaptığınızda edindiğiniz bilgiler kulaktan dolma, bazen doğru bazense yanlış okuyorsunuz, insan yaşamadan bilemiyor.
* Türkiye – Avusturya: arasında durduğunuz her yerde insanlar sizinle Türkçe konuşabilecekler, bunda sizce Osmanlının mı etkisi var yoksa kamyoncularımızın mı? 🙂
* Avusturya: Bu ülkede araba sürmek resmen bir keyif! Vaktiniz olursa tüm Avusturya’yı gezin.
* Slovenya: AB’yi buradan doğu batı diye ikiye ayırabilirsiniz.
* Hırvatistan: üzerinden giderken yolları beğeneceksiniz, marketlerde Tofita var. Kent ve Eti ürünleri raflarda.
* Sırbistan: Nis’i geçtikten sonra, güney sınırına kadar yolunuzun sağında solunda hep minareler yükselmiş köyler göreceksiniz. 🙂
* Makedonya: Fatih Sultan Mehmet köprüsü, üsküp kalesi ve milenyum haçı hepsi bir arada Üsküpte karşınızda.
* Yunanistan: malesef iflas etmiş, bir sınır görevlisi 5 euro aldı, hem de 10 numara Türkçe konuşarak.
* Bulgaristan: üzerinden giderken 24 saat boyunca “kaşar peyniri” satın alabilme olanağınız var, su bulamasanız bile kaşar peyniri bulacaksınız 🙂
Avusturya, Slovenya ve Bulgaristan’da otobanları kullanmak için Vignette (taşıt pulu) satın almak ve ön cama yapıştırmak zorundasınız. Hemen sınırdan geçerken satış büroları var (Bulgaristan’da direk sınırdan satın almalısınız, otoban yok ama neye topluyorlar bilemiyorum) eğer kaçırdıysanız benzinliklerden de satın alabilirsiniz. Benim aldıklarımın fiyatları şöyleydi, Avusturya 10 günlük 8€, Slovenya 7 günlük 15€, Bulgaristan 7 günlük 5€. Hırvatistan’da otoban ücretleri, Türkiye’deki eski kartlı sistem gibi toplanıyor, toplam 15€ ödedim. Sırbistan’da benzer toplam 15€ ödüyorsunuz. Makedonya’da da 2şer 2şer topluyorlar, otoban ücretlerini.
Eğer direk Türkiye’ye gitmekse hedef gurbetteki vatandaşlarımız gibi yola iki-üç şoförle çıkacaksınız, değişe değişe süreceksiniz ve 24 saat içinde Türkiye’desiniz. Aksini yapan gurbetçi vatandaşlarımızı petrol istasyonlarında arabaların içlerinde ya da dışında yere kıvrılmış uyuyor bulabilme imkanınız var. 🙂
Ben her gece bir şehirde konakladım, gerçekleştirmek istediğim emellerime şehirleri gezme dahil olunca haliyle, sabah uyan kahvaltı yap 9 gibi otelden çık, 12-13’e kadar şehri gez sonra diğer şehre doğru yola çık. Planlar bazen aksıyor, her şehir bir süpriz yapıyor size. Benim tavsiyem yol üzerindeki her şehre en az 2 gün ayırmanız, güzel güzel gezmeniz, hergün araba kullanmakta haliyle insan bir hemen geçmeyen bir yorgunluk yaratıyor.
Almanya, Bodrum arasını 5 günde, Ankara Almanya arasını ise 3 günde katettim. Dönerken her gün ~950km yol gidince haliyle bir kaç günde kendime gelmek, dinlenmek için geçirmek ihtiyacı duyuyorsunuz.
Vakit bulursam bir kaç resim ve video ekleyeceğim. (edit 02.06.2016 – 5 sene olmuş hala eklememişim, ne derseniz sizce artık vakti gelmedi mi?) 😀
*** ekleme 06.06.2016 – Söz verdiğim gibi artık yol videosunu eklemenin zamanı geldi, bu video sayesinde ülkelerdeki yol durumlarının nasıl olduğunu da anlama imkanınız olacaktır.
*** ekleme 19.06.2016 – İlk video güzergahı Almanya’dan Türkiye’ye şeklindeydi. Bugün sizin için dönüş videosunuda ekledim, bu ikinci videonun güzergahıda Türkiye’den Almanya’ya şeklindedir. Hepinize iyi seyirler dilerim.
Almanya’dan Türkiye’ye
Almanya > Avusturya > Slovenya > Hırvatistan > Sırbistan > Makedonya > Yunanistan > Türkiye
Türkiye’den Almanya’ya
Türkiye > Bulgaristan > Sırbistan > Hırvatistan > Slovenya > Avusturya > Almanya
Bu yazıyı beğendiniz mi? Diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.
The free iOS 4.2 Software Update brings all-new features to your iPhone, iPad, and iPod touch.1 Just connect your device to your computer to download the update. It’s free. It’s easy. And it lets you do even more with the world’s most advanced mobile operating system. go -> http://bit.ly/i1yL4G
Diyelim mi akşamüstü eve geldiniz, yemeğinizi yediniz. Şöyle güzelce yaslandınız arkanıza, ooh çayda hazır. Gel keyfim gel. Günün yorgunluğunu atma, işlerle dolup taşan beyninizi biraz gevşetmek için size güzel bir şanş. Ne yapıyor insanlar genelde? Evde mi? belki kitap okuyor, belki gazete ama çoğunluk Televizyon’a hapsediyor kendini. Türkiye’de diziler revaçta ama elbette filmler de oluyor ‘TV’de ilk kez’ spotlarıyla yayınlananlar ya da kıyıda köşe de kalmış çirkin dublajlılar, herneyse milyon çeşit farklı tür film.
Türkiye’de hep değişir ama saatler, kimisi 20:30’da başlatır kimisi 21:30’da hatta bazen öyle zamanlar hatırlıyorum ki örneğin film 20:48’de başlıyordu.
Almanya’da ilginçtir tüm kanallarda, o akşam yayınlanan bir sinema filmi varsa hepsi 20:15’te başlıyor. 🙂 Hafta içi, sonu, ortası, tatili, bayramı demeden yıllar yılı böyleymiş. 🙂 Düzen bu olsa gerek tüm ülke akşam, TV’de film kaçta başlayacak doğar doğmaz öğreniyor.
Bizde de eskiden haber bültenleri bizde 20:00’de başlardı. Şimdi 18:30’dan 21:30’a kadar izleyebilirsiniz. Yazıyı ilginç bulmassınız belki diye Megan Fox’un bir resmini koydum bakın ‘Jennifer’s Body’ filminden.. çok yaramaz olmuş bu kız..